Doğal Ve Katkısız Gıda Ürünleri

Günümüzde doğal ve katkısız gıdalar dediğimizde aklımıza hemen işlenmemiş, endüstriyel ortamda üretilmemiş olması gelir. Halbuki doğallık topraktan gelir. Tohumundan gübresine kadar tüm aşamalarıyla doğal yani olması gereken üretim bize katkısız gıdalar sunar. Sanayileşmenin getirdiği hızlı yaşamla birlikte gıda sektörü de giderek yapaylaştı. Örneğin eskiden mevsimden mevsime meyveler değişir haliyle reçeller de ona göre yapılırdı. Bal için aylarca beklenir, arılar renk renk çiçekten nektar alarak petekleri dokurdu. Meyve ve sebzelerin hasat mevsimleri beklenir, her şey zamanında topraktan alınırdı. İlacın, GDO’nun adı bilinmezdi. Ancak şimdi toprak kimyasallarla doldu, üretim fabrikalara taşındı. Maliyet, raf ömrü derken gıdalar katkı maddeleriyle doldu. Ancak insan yapısı ve sağlığı bu endüstriyelleşmeye uygun değil. O yüzden sağlık ve gelecek için doğal gıda ürünlerine ve organik beslenmeye yönelmeliyiz.

Doğal gıdalar çoğunlukla sağlığa yararı yönüyle tercih edilir. Ancak bunun yanı sıra doğal gıda ürünleri tazelik ve lezzet açısından da çok değerlidir. Örneğin meyvenin, sebzenin lezzeti bitkinin genetiğinden yani tohumdan gelir. Genetiğiyle oynanmamış, organik tohumdan doğal ve katkısız ürünler elde edilir ve bunlar daha lezzetlidirler.

 Aynı zamanda raf ömrü düşünülerek üretilmiş gıdalara göre daha tazedirler. Sağlıksız katkı maddeleri içermezler bu yüzden zamanında tüketilmesi gerekir. Organik ürünler vitamin ve mineraller açısından daha zengindir.

Doğal gıdaların üretim aşaması da kendileri gibi dünyamız için sağlıklıdır. Üretim aşamasında sentetik ilaç ve gübre kullanılmadığından kalıntı bırakarak kirlilik oluşturmazlar. Ayrıca doğal gıda ürünleri üretimden tüketime kadar her aşamasında detaylı olarak denetlendiği için güvenilir gıdalardır.

Doğal gıda ürünleri organik tarım ve organik hayvancılıkla elde edilir. Organik tarım, sentetik gübre ve kimyasal ilaçların kullanılmadığı ve üretim ve pazarlama dahi her aşamanın resmi makamlarca denetlendiği bir tarım yöntemidir.

Organik gıda üreticileri, tohumun yerel veya organik olmasına, toprağın kalitesine dikkat etmelidir. Ayrıca herhangi bir kimyasal gübre ve ilaç kullanmamalıdır. Ancak hastalıklara ve haşerelere karşı organik tarım yönetmeliğinin izin verdiği ilaçlar ve doğal böcek ilaçları kullanılabilir. Geleneksel tarımda da bu doğal ilaçlar kullanılır. Örneğin çalı minesi ve su kaynatılarak yapılan bir ilaç türü.

Bu tarım yönteminde sentetik gübre ve ilaç kullanılmadığı için çevre kirliliğine yol açmaz ve ayrıca düzenli denetlendiği için güvenilirdir.

Organik hayvancılıkta ise hayvanlar konforlu ve kaliteli bir alanda yetişir. Su ve yem kalitesi gözetilir ve hayvanların otlayacağı alanlar özenle seçilir. Bu sayede hayvanlardaki hastalık diğer hayvancılık türlerine göre çok daha az olduğu için kaliteli bir üretim sağlanır.

Gıdaların bozulmasını önlemek ve gıda güvenliğini korumak amacıyla tütsüleme, dondurma, ışınlama, kurutma ve ısıl işlemler gibi yöntemler uygulanıyordu. Bu yöntemler hala kullanılmaya devam etse de gıdanın raf ömrü sorununu tam olarak çözememiştir. Bu yüzden kükürt dioksit, nitrit ve nitrat bileşikleri ve  sorbik asit gibi koruyucu katkı maddeleri kullanılmaya başlanmış.  Ancak günümüzde koruyucu maddelerin kansere yol açma, kalp hastalıkları, sindirim sorunları gibi sağlığa zararları olduğu çeşitli araştırmalarla kanıtlanmıştır. Bu nedenle katkı maddesi içermeyen ürünler tercih edilir olmuştur.

Katkı maddesi içermeyen ürünler dondurularak, şoklanarak veya tütsülenerek daha uzun süreler kullanılabiliyor. Mikrop ürememesi açısından da bu yöntemler daha güvenilirdir. Şoklama en güvenilir koruma yöntemi olarak bilinir.

Ambalaj unsuru da bu konuda çok önemlidir. Çünkü hijyenin korunması ve gıdanın çevresel faktörler yüzünden- sıcaklık vb.- bozuntuya uğramaması gerekir. Ambalaj malzemesi olarak cam en güvenilir malzemedir. Cam kimyasal açıdan tepkimeye girmeyen bir madde olduğu için gıdaya herhangi bir zarar veremez. Gaz ve UV ışığı geçirmez. Ayrıca şeffaf olduğu için tüketici ne aldığını bilir. Özetle şişe ve kavanozlar ürünün bozunmaya uğramaması açısından daha avantajlıdırlar.

Organik gıda üreticileri organik ürün sertifikasına sahip olmalıdır. Aksi taktirde ürünlerini organik başlığı altında pazarlayamazlar. Doğal ve organik gıda üreticileri sertifika alabilmek için öncelikle uluslararası standartları karşılamak zorundadırlar. Örneğin sentetik ilaç, gübre kullanmamak, hormon kullanmamak veya tohumun organik olması gibi. Bu standartlara sahip ve çevreye duyarlı olduğunu gösteren firmalar organik gıda sertifikası alabilir.

Üreticin öncelikle bir kontrol sertifikasyon kuruluşu ile sözleşme yapması ve kuruluş tarafından da üretimin tüm aşamaları kontrol edilmelidir. Ülkemizde Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından akreditasyonu tamamlanmış 28 tane kuruluş vardır. Bunlar;

Bu kuruluşlar organik ürün sertifikasyonu yapabilmektedir.

Doğal gıda üreticileri ise doğal ürün sertifikasına sahip olmalıdır. Doğal ürün sertifikası da yine organik ürün sertifikası gibi sentetik ilaç ve gübre kullanımını yasaklar ve üreticiyi denetler. ECOMARK ve EUROLAB ile çalışılabilir. Belgelendirmeyi ise TÜRCERT yapar. 

Doğal gıda ürünleri, paketlenirken ürünün kalitesini bozacak işlemlerden kaçınılmalı. Ambalaj, ürünü kirlilik, sıcaklık gibi olumsuz çevresel etkenlerden korumalıdır. Paketlemede cam, kağıt, plastik veya ahşap gibi ambalaj malzemeleri kullanılabilir.  Örneğin cam gaz ve UV ışınlarını geçirmemesi nedeniyle doğal yağların paketlenmesinde daha doğru bir ambalaj türü olur.

Peki etiketlenmesinde nelere dikkat edilmeli?

Organik sertifikası olan ürünlerin paketlenmesinde organik tarım logosu kullanılmak zorundadır. Aynı zamanda ürün sertifika numarası, üretim yeri, sertifika kuruluşunun adı ve kodu gibi bilgiler pakette olmalıdır.

Organik sertifikaya sahip olmayan ürünlerin organik sertifikalıymış gibi gösterilmesi ve paketlenmesinin o yönde yapılması kanunen yasaklanmıştır.

Doğal gıda ürünleri sağlıklı bir geleceğin temelidir. Üretim aşamasından tüketim aşamasına kadar sağlık açısından doğru olandır. Çünkü genetiğiyle oynanmamış tohumlar kimyasal gübreler, ilaçlar kullanılmadan yetiştirilir ve organik yiyecekler üretilir. Sentetik hiçbir şey kullanılmadığı için çevreye zararlı da değildir. Bu açıdan doğal gıda ürünleri tüketmek dünyamız için de sağlıklı olandır.

Yanı sıra katkısız gıdalar daha çok mineral ve vitamin içerir. Örneğin süt ürünleri. Süt, kemik ve kas yapımız için çok önemli bir besin kaynağıdır. Ancak fabrika ortamında üretilen süt, peynir gibi ürünler içerdiği koruyucu maddelerden, geçirdiği işlemlerden dolayı besin kaynağı özelliğini yüksek oranda kaybediyor. Doğal yollarla üretilen süt ve süt ürünleri gelişiminiz için daha sağlıklıdır.

Özellikle çocukların gelişiminde doğal gıdalar çok önemlidir. Çünkü besin değerleri yüksek olan gıdaları tüketmek kalp, beyin ve bağışıklık sisteminin gelişiminde rol oynar.  Doğal gıdalar sindirim sistemini de zorlamaz ve mideyi korur. Sağlıklı beslenmek bizi birçok hastalığa karşı da korur. Ayrıca günümüzde artan obezite sorunuyla yalnızca organik beslenmeyi bir yaşam tarzına dönüştürerek mücadele edebiliriz.

Katkı maddeleri ürünlerin raf ömrünü uzatmak, tat ve koku için aroma vericilerle cezbediciliğini yükseltmek veya istenmeyen özellikleri engellemek amacıyla kullanılır. 

Hayat endüstriyelleştikçe gıda sektörü de endüstriyelleşmiştir. Ancak biz insanlar endüstriyel varlıklar değiliz ve olamayız. Market gıdaları yaygınlaştıkça eskiden görülmeyen sağlık sorunları ortaya çıkmış. Katkı maddelerinin insan vücudunda genetik bir karşılığı yoktur.  Bu nedenle hastalıkları tetiklerler. Günümüzün korkulan hastalıklarından kanserin ve obezitenin temel nedeni katkı maddeleridir. Örneğin E951 koduyla bilinen aspartam, parkinson ve obeziteye yol açıyor. Üstelik bu katkı maddesi diyet ürünlerinde dahi kullanılıyor!

Hazır gıdalarda yüksek oranda kullanılan tatlandırıcılar bağışıklık sistemini de kötü etkiliyor ve diyabet riski oluşturuyor. Çoğu üründe kullanılan gıda boyaları beyin gelişimine zarar veriyor ve çocuklarda  davranış bozukluklarına yol açıyor.

Özellikle çocukların gelişiminde önemli rol oynayan süt, peynir, tahıl gıdaları gibi besin kaynaklarında doğal ürünler kullanılması çok önemli. Aksi takdirde çocuklarınızın hastalıklara gebe bir hayatı olacak.

Günümüzdeartık endüstriyel gıda ürünleriyle ilgili artan araştırmalarla ve bu ürünlerin zararlarının görülmeye başlanmasıyla da birlikte insanlar doğal gıda ürünlerine ve organik beslenmeye yöneldiler. Bu alana rağbet artmaya başlayınca da çeşitli organik gıda siteleri, doğal ürünler marketi açılmaya başladı ve organik ürün markaları sayısı gittikçe arttı. Peki bu gittikçe genişleyen pazarda doğru ve organik ürünü nasıl bulacağız?

Bir ürünün üzerinde natürel, köy ürünü, katkısız, saf ürün gibi ifadeler yazması o ürünün organik olduğu anlamına gelmiyor. Organik veya doğal ürünlerin sertifikaları vardır. Ve bu sertifikaya sahip firmaların ürünlerinin üzerinde organik tarım logosu bulunmak zorundadır. Bu logo bulunmayan ürünler pazara sürülemez.

Ürünün üstünde logonun yanı sıra kime ait olduğu, sertifika kuruluşunun adı ve kodu, ürün sertifika numarası, üretim yeri, içindekiler, üretim ve son kullanma tarihi gibi bilgiler de bulunur. Doğal gıda alışverişi yaparken bunlara dikkat edin.

Doğal ortamında ve sentetik müdahalelerden uzak bir şekilde üretilen doğal gıda ürünleri hiçbir katkı maddesi içermez. Doğal gıda ürünleri bitkisel ve hayvansal kaynaklı olarak çeşitlendirilebilir.  Bitkisel kaynaklı doğal ürünlerden bahsedecek olursak;

Doğal reçeller, vücuda enerji vermesi yönüyle iyi bir kahvaltılık ürün tercihidir.

Karadut reçeli, süt reçeli, incir reçeli ve diğer reçel türlerine göz atabilirsiniz.

Doğal Ballar, aminoasit ve enzim bakımından zengin ve yaşlanma karşıtıdır. İçerdiği kalsiyum sayesinde kemikleri güçlendirir. Demir sayesinde de sindirim sistemine yardımcı olur. Süzme ve krem bal çeşitlerine göz atabilirsiniz.

Doğal Zeytinyağı, sindirim sisteminden, kalp ve damar sağlığına kadar her derde devadır. Kemikleri güçlendirir ve cildi korur. Günde bir kaşık zeytinyağı içmenin kansere karşı koruyucu olduğu söylenir. Soğuk sıkım-erken hasat natürel yağlara göz atabilirsiniz.

Pekmez türlerinden keçiboynuzu pekmezi, antioksidan özelliğiyle doğal bir antibiyotiktir. Kalp ve damar sağlığına yararlıdır. Yüksek lif oranıyla da sindirim sistemini korur.

Nar ekşisi, kolesterol ve kan şekerini düzenler. Enfeksiyonlara karşı bağışıklık sistemini güçlendirir ve şeker hastalığına iyi gelmesiyle bilinir.

Doğal gıda ürünlerinin güvenilirliği sağlığınız için önemlidir.  Bu nedenle sertifikası ve logosu olan ürünleri tercih etmelisiniz. Etikette de  %100 Doğal ve Katkısız yazmasına da dikkat edebilirsiniz. Çünkü %70’den daha az organik bileşiklerden oluşan ürünler doğal ve katkısız olarak etiketlenemez.

Doğal gıda ürünleri tüketmek geleceğimiz için önemlidir. Siz de bu deneyimi yaşamak ve organik beslenmeye adım atmak istiyorsanız sitemize göz atabilir, doğal kahvaltılık ürünlerimiz ve soğuk sıkım yağlarımızla doğal hayatın tadını çıkarabilirsiniz.